3 Kasım 2014 Pazartesi

GÜLŞİİR


''Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın
En yakın dostlarımın birer birer
Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların
Ölümünü gördüm, ama kimse
İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin!
Yaşam ki bir kum saatidir usulca akan
Dolan sevgilerimizdir biz boşaldıkca
Yaşımız biraz da sevgilerimizin akranıdır
Vereceğimiz tek şey budur dünyaya.''

Ahmet ERHAN - 
GÜLŞİİR

Max Stirner - Ben ve tanrı


Tüm alçaklıklar Tanrı adına yapılmadı mı, tüm kanlı idam sehpaları Tanrı adına kurulmadı mı 
insanlar yakılmadı mı, zındıkları öldürmek için mahkemeler ve engizisyon onun adına kurulmadı mı, bütün aptallaştırma çalışmaları onun adına yapılmadı mı ve günümüzde bile çocukların hassas ruhları dinsel eğitimle Tanrı adına zedelenmiyor mu [kelepçelenmiyor mu?] Kutsal yeminler onun adına bozulmadı mı ve her gün misyonerler ve karabaşlar diyar diyar dolaşıp Yahudileri, Paganları, Protestanları ya da Katolikleri (vb) kendi atalarının dinine ihanet etmeye teşvik etmiyorlar mı – Tanrı adına? 

Max Stirner - Ben ve tanrı

Refik Durbaş (Yalnızlığını Taşa Yazan Ustaya Şiir)

Refik Durbaş
Yalnızlığını Taşa Yazan Ustaya Şiir
''ölümün aşındıramadığı bedenimi
güney rüzgârları kavurdu
şair, kaç yıldır bekliyorum
sabrın sığınağında söyler misin?
kapı komşum evleri
adaşım gökyüzünü
ikiz kardeşim eceli..
ey adımı adı misali taşa yazan usta
yalnızlığımı da yazsaydın ya
başımın tacında duran zamana
ayaklarımın ucundan akan zamana..
bir de geçmiş ve şimdi ve gelecek zamana..''