3 Mayıs 2014 Cumartesi

Komünizmden korkuyorlar!


Komünizmden korkuyorlar! 

Tamam, zengin korksun! 
Bunda şaşılacak bir şey yok. 
Toprak ağası korksun, borsacı, banker, spekülatör, soyguncu, kabzımal, köle taciri, kalpazan, yağmacı din bezirgânı, üfürükçü, üçkâğıtcı, cennette arsa pazarlayan molla korksun! 
Korkması uyanıklığından! 

İyi de fukara niye korkar? 
İşsiz, aşsız emekçi, topraksız ırgat, evsiz barksız adam, kırbaçlanan köle neden korkar? 
Bu korkunun beyinle açıklaması ne? 
'Cehalet' demek aptallığa 'masumiyet' kazandırmak olur! 

Şeyh Bedrettin, Dadal, Karaca, Spartaküs, Zapata havadan mı düştü; 
bunca destan, şiir, türkü, bunca bilge değiş, haksızlığa isyan 
gökten ayet olarak mı indi? Halk değil mi yaratan? Dört duvarı camdan 
bir odaya serçe koyun; dış dünyaya uçma umuduyla dört yana çarpan serçe ne hâl olur? Gün yürmidört saat, tokların renkli tv camına çarpan açların hali de budur! Kapitalizm böyle bir şey işte. 

Reçel kavanozda. Kavanoz sahibinin elinde. Ekran ya da vitrin fark etmez, yalayan, ahmak ahmak bakıp tosladığı camı yalar! Evet, kapitalizm böyle bir şey. Üstelik sadece mutlu azınlık ambarına dönük çalışan soygun çarkı da değil, aynı zamanda doğayı yok etme, insanı ahmaklaştırma aygıtı. 

Toplumlarda sersemleştirme, aptallaştırma operasyonu var! Kurnazların, uyanıkların kontrolünde!

Nihat Behram