12 Eylül'ün nasıl bir toplum yarattığı
yapılan iki deneyin gözlemleriyle ortaya çıkmıştır.
Birincisinde, Nazi askerlerinin kıyafetlerini giyen ve Almanca-Türkçe karışımı konuşan tiyatrocular,
istanbul Beyoğlu'nda kimlik kontrolüyapmış, istisnasız herkes uymuş, hiçbir tepki gösterilmemiştir.
ikincisinde ise, yine istanbul'un kalabalık bir caddesinde sivil giyimli kişiler,
kendilerine sivil polis havası vererek, komutla caddedeki tüm insanları yere çömeltmiş,
daha sonra kentin değişik yerlerinde insanlara
''şu duvarı tut devrilmesin!'' gibi en anlamsız şeyleri yaptırmışlar, yine itiraz eden, tepki gösteren olmamıştır.
Devletin resmi güçlerinin militarizmi nasıl yaydıklarını ve topluma emir-komuta ile yönetilme alışkanlığını
nasıl benimsettiklerini, kolluk kuvvetlerinin baskı-terör- işkence uygulamalarının toplumu ne hale getirdiğini
en iyi bu iki örnek anlatıyor. Elbetteki bu örnekler cuntacıları memnun etmiştir.
Hedeflerine ulaştıklarını; kışla disiplinini topluma hakim kılmakta başarılı olduklarını görmüşler,
göğüsleri kabarmıştır.
Güce tapan kişilikleriyle, bu onlara yaraşır, ama hiç kimsenin istanbul gibi bir yerde yabancı askerlerin
kimlik kontrolü yapmasına itiraz edilmemesinden ''en azından yurtseverlik adına'' gurur duymaması gerekir.
Bu utanılacak bir şeydir.Bu utanç, toplumu bu hale getirenlerindir.
Çök deyince çöken, en anlamsız emirlere uyan bir toplum yaratmak
kimseye onur kazandırmamıştır.
Bu şerefsizlik de cuntanın taşıdığı nişanlara eklenmiştir.
Devrimci sol savunması.
Birincisinde, Nazi askerlerinin kıyafetlerini giyen ve Almanca-Türkçe karışımı konuşan tiyatrocular,
istanbul Beyoğlu'nda kimlik kontrolüyapmış, istisnasız herkes uymuş, hiçbir tepki gösterilmemiştir.
ikincisinde ise, yine istanbul'un kalabalık bir caddesinde sivil giyimli kişiler,
kendilerine sivil polis havası vererek, komutla caddedeki tüm insanları yere çömeltmiş,
daha sonra kentin değişik yerlerinde insanlara
''şu duvarı tut devrilmesin!'' gibi en anlamsız şeyleri yaptırmışlar, yine itiraz eden, tepki gösteren olmamıştır.
Devletin resmi güçlerinin militarizmi nasıl yaydıklarını ve topluma emir-komuta ile yönetilme alışkanlığını
nasıl benimsettiklerini, kolluk kuvvetlerinin baskı-terör- işkence uygulamalarının toplumu ne hale getirdiğini
en iyi bu iki örnek anlatıyor. Elbetteki bu örnekler cuntacıları memnun etmiştir.
Hedeflerine ulaştıklarını; kışla disiplinini topluma hakim kılmakta başarılı olduklarını görmüşler,
göğüsleri kabarmıştır.
Güce tapan kişilikleriyle, bu onlara yaraşır, ama hiç kimsenin istanbul gibi bir yerde yabancı askerlerin
kimlik kontrolü yapmasına itiraz edilmemesinden ''en azından yurtseverlik adına'' gurur duymaması gerekir.
Bu utanılacak bir şeydir.Bu utanç, toplumu bu hale getirenlerindir.
Çök deyince çöken, en anlamsız emirlere uyan bir toplum yaratmak
kimseye onur kazandırmamıştır.
Bu şerefsizlik de cuntanın taşıdığı nişanlara eklenmiştir.
Devrimci sol savunması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder