”Hangi zamanlar derseniz işte o zamanlar,
kitap ve kalp çalmak serbestti.
İçimizden bir şey tut dendiğinde, en çok aşk
Dışımızdan bir şey tut dendiğinde, en çok devrim tutardık.
Hangi zamanlar derseniz işte o zamanlar,
Okurnazar değil okuryaşardık
Cimri değildik hayallerimizde
İşaret ve itiraz parmağını yitirmeyen çocuklardık.
Hangi zamanlar derseniz işte o zamanlar,
Çokta az, azda çoktuk.
Yaa
İşte böyle…
Hangi zamanlar derseniz işte o zamanlar,
Pencereler devlete, sokaklar aşka boyanırdı.
Alıntılar meşk ederdik fasılasız fasıllarda.
Tünelin ucundaki aşıklardık.
Hangi zamanlar derseniz işte o zamanlar,
Kapılardan, pencerelerden karışırdık sokaklara,
Halleşir, harlaşırdık meydanlarda.
Şimdiyi sorarsanız bana,
Zamane zamanları sorarsanız;
Sokaklardan, düşlerden ve aşklardan
Emekli olduğumuza hiç mi hiç şahit olunmamıştır.”
Sezai Sarıoğlu
(Hangi zamanlar derseniz işte o zamanlar,)